3 Kasım 2017 Cuma

Adamın Dibi

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 13:03
        Daha önce yazdığım yazıların birinde kendimi taş devrine ait gibi hissettiğimi, modern dünyaya uyum sağlamakta zorlandığımı belirtmiştim. Bugün bir tık daha ılımlıyım. Taş devri olmazsa yeşilçam filmleri de olur. Yani 70ler,80ler civarı... Daha yakınına mümkünü yok ayak uyduramıyorum. Her gün karşılaştığım bir olay karşısında ağzım açık bakakalıyorum. Hele son zamanlarda kadınlar ve erkekler arasındaki rollerin bu kadar değişmiş olması beni dehşete sürüklüyor. Bahsettiğim olay erkeklerin feminenleşmesi veya kadınların maskülenleşmesi değil. Anlatıyorum...
         Eskiden erkekler kadınları evliliğe ikna etmeye çalışırdı. Kadınlar pek yanaşmazdı. Şimdi erkekler evlilikten kaçar olmuş, hayret! Yeşilçam filmlerinde “İzdivaç teklifime hemen cevap vermek zorunda değilsin Nalan. Bir müddet düşünmeni istirham ediyorum” şeklindeki sahneleri hepimiz hatırlarız. Yeşilçamı bırak atasözü bile var. “Bir kızı kırk kişi ister bir kişi alır.” diye. Tamam kız alınan verilen bir şey değildir. Ama atasözü böyle. Hikayelere bakarsak da aynı durum. Siz hiç Leyla’nın çöle düştüğünü, Şirin’in dağlı deldiğini duydunuz mu? Hep erkekler sevdiklerine kavuşmak için bir şey yaparmış. Günümüzde ise durum 30 yaşını aşkın Buğracan’ın milyon yıllık sevgilisine “ben evliliğe hazır değilim!” diyişiyle son buluyor. Beş kız bir araya gelince, hele ki 25 yaşını geçmişlerse “neden evde kaldık?” soruları duvarları inletiyor. Ciddi ilişki ismeyen erkeklerimiz ve evlenme meraklısı kızlarımız yüzünden Mecnun ve Ferhat “çok yanlış zamanda yaşamışız” diye ağlıyorlar.
         Çok nefret ettiğim, hatta duyunca kusmak istediğim bir söz vardır: “karı gibi dedikodu yapma!” diye. Yazarken bile feminist damarlamın kabarmasına yol açıyor. Söyleyenleri kın kın kınayarak bu lafın artık “erkek gibi dedikodu yapma!” olarak değiştirilmesini istiyorum. İki erkeğin bir ortamda yaptığı dedikoduyu 15 kadın bir araya gelse yapamaz. 7 yıllık üniversite hayatım ve sonrasında yaşadıklarım bu dediğimi o kadar net destekliyor ki... Biz kadınlar en azından sevdiğimiz insanların dedikodusunu çevirmiyoruz. Erkekler o kadar umursamaz ki, ne duyduysa, ne gördüyse bir bir aktarıyor. Amaç zarar vermek değil. Onu düşünecek kadar bile umursamıyor dedikodusunu çevirdiği kişiyi. Maksat muhabbet olsun, ortamda laf dönsün, popi olayım, kızları etkileyeyim diye herkesin ini cini dökülüyor masaya. Ben şikayetçi miyim? Açıkcası hiç değilim. Çok eğleniyorum. Ama siz yine de “adam gibi adam benim kankam!” derken veya “sevgilim aramızda yaşananları kimseye anlatmaz!” derken bir daha düşünün. Zira ben tanımadığım o kadar çok insanın, o kadar çok hikayesini biliyorum ki!
           Deliyürek, Aynalı Tahir nerelerdesiniz? Gelin de sizi izleyerek, örnek alarak büyüyen insanlara bir bakın istedim. “Adam ol!” lafını instagramda bağrı açık, nargile üflerken fotoğraf koymak zannediyorlar. Sevdasını dağlara yazmakmış, peşinden koşmakmış (hadi koşmasın da yorulmasın, sabit bir kızın arkasından yürümesine de razıyız), bir kız için uğraşmak, emek vermekmiş... Varsa yoksa çapkınlık yapalım, milleti kötüleyelim, sonra kötülediğimiz adama “kankaaa” diyelim... Kadınlar birbirini çekememekle suçlanmıyor muydu? Kabul tamam bir kadın olarak uyuz olduğum, sevmediğim insanlar oluyor. Ne yapıyorum? Ya hayatımdan çıkartıyorum, ya da uzak duruyorum. Peki erkekler ne yapıyor? Arkasından şerefini namusunu bırakmadığı adamı görünce “oooo abi adamın dibisin!” diyorlar. Ya bu gözlerim kız arkadaşının eski sevgilisine “baba bi ara fifa atalım!” diyen adamı gördü. Medeniyet zehirlenmesi yaşadım diye tahmin ediyorum. Tamam herkes herkesin eski sevgilisi de kanka olmak zorunda mısın? Beş erkek rakı masasında fotoğraf koyuyor sosyal medyaya. Ben beşinin de birbirleri arkasından nasıl konuştularını bilen insan olan ben, fotoğrafın altına yazan “rakı herkesle içilmez! Böyle adamlarla içilir” sözü ve arkasından kalan dördünün “adamsın karşim!” tarzı cümlelerini okuyup dehşete düşüyorum. Sen değil miydin daha dün bana “x kişi de adam mı? Bir ara sevgilime bile yazdı i.ne. İşi gücü artistlik yapmak.” diyen. Ya ben şizofren oldum uyduruyorum ya da çirkin giden bir şeyler var ortada. Zaten Aşk denilen olay da o kadar laçkalaşıp ayak altı oldu ki bu insanların elinde şahsen ben şansımı kedili teyze olmaktan yana kullanmayı düşünüyorum.
          İşte böyle çocuklar(taş devrinden olduğum için büyüğünüz sayılırım). Sanırım dünya benim ayak uyduramadığım bir hızla değişiyor. Veya ben çok yanlış insanlara maruz kalmışım, kalıyorum. Şahit olduklarım karşısında bir yerden sonra tepkisizleşmeyi, onlara benzemeden uyum sağlamayı umut ediyorum.
Not: Tamamıyla şahit olduğum olaylar sonucu yazdığım bir yazıdır. Genelleme yapmıyorum. Tabi ki hala adam gibi adamlar var! Benim de çevremde gerçekten adamın dibi diyebileceğim insanlar var. O insanların çoğalıp, yazıda geçenlerin neslinin tükenmesini temenni ediyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Tamamen bakış açınla ve istatistik kitlenle ilgili bi yazı bu. Erkekler evlilikten kaçar, kadın ikna eder vb değil.
Eskiden de, şimdi de hala seven evlenmek isteyen erkekler (aynalı tahir, deli yürek vb) vardı, varlar ve var olacaklar; değişen şey kadınların istekleri. Kadınlar kendileriyle hayat boyu birlikte olmak isteyecek erkekleri tercih etmiyor. Tercih ettikleri erkeklerin kendileriyle hayat boyu birlikte olmasını istiyor. Bu yüzden de kadınları 20-30 yaş arasında sadece takılınacak et parçaları olarak gören erkekler, yaşlandığınızda sizden kurtulmak için "ben evlilik adamı değilim" diyor. Bu yaşa kadar sizi seven erkeklerin de gözü açıldığı için efendi düzgün erkekler de zamanla sevdiği kızın peşinden koşup hiç bişey elde edememektense, sevmediği kızla bir süre takılıp sonra başından savmanın matematiksel olarak daha faydalı olduğunu keşfediyor. Bu kadar basit. Çözüm ise yine eski kadınlar gibi, leyla gibi, şirin gibi size değer veren erkekleri tercih etmeniz. Yani hipergamik içgüdülerinizi tutmanız.
Sadece başlığı değil içeriğinde anlattığı diğer konularla birlikte bu konuyu gayet net açıklayan bir yazı : https://kirmizihap.org/erkeklerin-zeki-kadin-sevmemesi/

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea