26 Temmuz 2012 Perşembe

Evli, Mutlu, Çocuklu

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 23:47 1 yorum
           Bu kadınların hiç aklı yok! kızmayın bana... bir kadın olarak bunu söylüyorsam siz düşünün halimi. gerçek bu. neden mi?
            Bu gün stajımın 3. günüydü. çeşitli ameliyatlara girdim, estetik dikiş atmayı öğrendim, sonda takmayı bile öğrendim. adamın teki elektrikli testereyle bacağını kesmiş. bu ameliyathanede duyulunca bende sandım acıdan bayılmış bir adam gelecek.  adam bir geldi bacak kemiğe kadar kesik ama adamın keyfi gayet iyi. meğer o sırada acı hissetmiyormuş. adamı dikmeye başlayınca "keserken bu kadar acımamıştı" diye bir inlemesi var duymanız lazımdı.
           Ana konuya dönersek ben niye kadınlara akılsız dedim? bugün hayatımın hatasını yaparak "normal doğum" denilen vahşeti izledim. Aman Allah'ım diyeceğim yetersiz kalacak az buçuk ingilizceyle bir de "Oh My God!" diyeyim ama bu bile kafi değil. o kadar ameliyata girdim, acilde durdum, kesik, yanık vs gördüm. yok yani bunun gibisi. kadın acıdan ölecek sandım bir an. resmen ikiye ayrıldı kadın. kadın o acıları çekerken sevgili baba adayımız piyasada bile yoktu. hemde dördüncü çocuğuymuş. ilerde bir gün "bende babasıyım anası kadar benim de hakkım var" diyecek olan beyefendi kadının çektiği acının onda birini çekse bir daha çocuk yapmamaya yemin ederdi eminim. 
           hadi ilk çocuğu anlarım. acının boyutunu bilmeyen kadın bir hata yapar. herkes benim gibi şanslı değil. daha önce hiç doğum görmemiş olabilir. ama ilkinden sonra ikinciye nasıl cesaret edebiliyorlar aklım almıyor. o kadar acıyı çekeceklerini bile bile hemde. şuan düşündüm de sanırım kadınlar akılsız değilde deli cesareti var.
            değerli bayanlar bu yazıyı okuduktan sonra evlenip çocuk yapma planlarınızı bir daha düşünün derim. malesef hiçbir ey ağızdan kolay çıktığı gibi olmuyor. mutlu günler :)

23 Temmuz 2012 Pazartesi

hastanede bir gün

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 17:41 1 yorum
            bugün benim için küçük insanlı için çok büyük bir şey yaptım: ilk dikişimi attım. fıtık ameliyatı sonrasıydı... dışarıda boğucu bir sıcak vardı. ameliyathanede dereceler 19 dereceyi gösteriyordu. bütün ekip yeşiller içerisinde steril bir vaziyetteydi. lokal anesteziyle belden altı uyuşturulmuş hasta kendini benim güvenli ellerime bırakmıştı. işin önemsiz kısmı olan ameliyatı bitiren babam asıl zor kısmı bana bıraktı: DİKİŞ aldım iğneyi ipliği elime hemşireye seslendim: pensssss o an durdu zaman ağzımdan çıkan ssss ler uzadıkça uzuyordu sanki. ilahi bir güçle dolmuştu ameliyathane. ve işte o an iğneyi hastanın derisine soktum. kesik "beni dik beni dik" diye bağırıyordu sanki. adını ilk kez duyduğum kullanmayı o an öğrendiğim aletler eşliğinde bitirdim işimi.
            ikinci ameliyat kıl dönmesiydi. toplamda girdiğim 7. ameliyat olma özelliğini taşıyan bu ameliyat eminim kendiyle bu özelliği bakımından gurur duyuyordur.
            acillerin ne kadar sıkıcı olduğundan bahsetmiş miydim? bugün sabah saat 8den 11e kadar acildeydim. yapılan işler:pansuman (tentürdiyotlu bezi bas yapıştır), tansiyon ölçme ve inramüsküler enjeksiyon yani kas içi iğne. kendimi ameliyathaneye zor attım. o an anladım ben cerrah olmak için doğmuşum. pratisyenlik felan hiç bana göre değil. bugün anladım ki TUS'u kazanmak benim için şart. yoksa kafayı yerim sağlık ocağında felan. bu durumda tek gerçek:çok çalışmam lazım çokkkkk. mutlu günler:)
NOT: gerek faceden gerekse msnden blogumla ilgili attığınız mesajlar için hepinize teşekkür ederim. hepsini dikkate aldığıma emin olabilirsiniz :)
 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea