21 Mart 2015 Cumartesi

Çocuk Hırsı

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 03:11 0 yorum
          Gündüz uykusu kötü bir şey gençler. En azından benim için. Sınavdan önce gündüz 5 saat de uyusam akşam 10 oldu mu tak kapanır benim gözler. Bugün pediatri sözlüsünden çıktım, malum hocalar beni bayağı bir hırpaladı, yorgundum. Bir saat kestireyim dedim; demez olaydım. Saat 3 oldu işte sıkıntıdan patlayacağım. Olsun beeee! Sıkılmak bile güzel şey. Pediatri stajındayken oturmaktan sıkılacağım anların hayaliyle yaşıyordum. Şaka maka da ne pediatriymiş be! Zamanında girdiğim OKS, YGS, LYS falan halt etmiş yanında. Sabah 8.40 akşam 17.00 ders. Artı ezberlenmesi gereken 980 sayfa not. Toplam süre 8 hafta. Hergün serviste hasta hazırlamak, sunmak da cabası... Şuan kendimi üzerimden tank geçmiş gibi hissediyorum. Yani belki yatsam uyurum ama yatmaya bile mecalim yok.
           Bugün hocanın odasının önünde beklerken heyecandan öleceğim sandım. Yok böyle bir stres ya. 3 tane prof karşında, bir kardiyoloji, bir nefroloji, bir o, bir bu Allah ne verdiyse soruyorlar. "Atrial septal defektte aradaki basınç farkı 3mmhg olmasına rağmen neden soldan sağa şant 14 litreyi bulabilir?" "Konjenital adrenal hiperplazide hiper ve hipotansiyon yapan enzim defektleri, say." Hayır çoğu zaman bildiğine de cevap veremiyorsun ki! Dersimize hiç girmeyen hoca bugün bana "ben bunu derste anlatmıştım, slaytımda vardı üstelik" dedi. Ben akıl edip de "hocam siz bizim dersimize girmiyorsunuz" diyemedim. Neyse sonuç olarak kurtuldum. Ama son zamanlarda gittikçe artan gereksiz stresim beni çocukluğuma inmeye zorladı.
           Şu çocukken sınıf birincisi, hocanın göz bebeği, ispiyoncu kız vardı ya sınıfınızda, işte o bendim. Her zaman birinci ben olmalıydım. Hoca en çok beni takdir etmeliydi. Yok böyle bir hırs ya! Çok sık da okul değiştirirdim. Her gittiğim okulda ilk gün kim çalışkan, kim birinci öğrenirdim ve onları geçmek için tabiri caizse köpek gibi çalışırdım. Ve başarırdım da. Bir hedefim varsa ona ulaşana kadar ölümüne çırpınırdım. Es kaza ulaşamazsam da çıldırırdım. Neden böyleydi? Bence karakter meselesi. Yani yetiştirme tarzının, aile etkisini falan çok bir önemi olduğunu düşünmüyorum. Aynı anne baba beni de yetiştirdi kardeşimi de. Adamda hırsın he'si yok. Hayatı "takma kafaya" modunda yaşayan bir insan. Bundan bir iki sene kadar önce bir gün "Samo, oğlum büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diye sordum ve "insan" cevabını aldım. O günden beri merak etmiyorum bu sorunun cevabını.
          Benim hırs olayım liseye geçince bayağı bir azaldı. Daha doğrusu değişti. Bu büyümeme mi bağlıydı yoksa benden daha iyi birilerinin varlığını kabullenmeme mi bilmiyorum. Ama iş artık başkalarını geçip, birinci olmaktan çok hedeflere ulaşmak için sınırlarını zorlamaya dönmüştü. Üniversiteye geçince de bu hedef dönem veya staj geçmek oldu. Hal böyle olunca gayet normal bir durum olan bütünlemeye kalma benim için bir kabus haline geldi. Sanki bütünlemede geçsem ne olur?  Hatta geçemesem ne olur. Ülkenin en zor okulunda okuyorum.(üzgünüm mütevazi olamayacağım bu konuda) Çok çok okul uzar. Yok hedef sınav ya o zaman halledilecek. Yani okulun uzaması değil sorun, hedefe ulaşamamak.
            Bu kadar özeleştirinin ardından biraz da iyi yanlarıma bakarsak en azından "onu geçeyim, en çok ben öğreneyim, ben kalıyorsam herkes kalsın" gibi çocukça hırslarım yok. Tuhaf gelmesin size. Bunu benim çevremde yapan o kadar çok insan var ki. Bu insanların 2 sene sonra doktor olup, çalışmaya başlayacak olmaları tuhaf geliyor. Hani bir söz vardır ya "ben sana kral olamazsın demedim, adam olamazsın dedim." İşte o mantık. 2 sene sonra Hacettepe'den mezun doktor olmuş ama ergenliğini hatta çocukluğunu atlatıp adam olamamış insanlarla karşılaşma şansınız var.
         Gün sabaha dönerken kendim de dahil bir çok insanı böyle gaddarca gömdüğüme göre artık gönül rahatlığıyla uyuyabilirim. Herkese stressiz, musmutlu günler:)
 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea