26 Ağustos 2011 Cuma

AŞK

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 15:34 0 yorum
              Sevgili anneciğim sitemi ziyaret etmiş. heycanla sordum "eee ne düşünüyosun?" cevap "yazıların çok basit ve sığ" sanırım anneciğim nobel edebiyat ödülünün bana verileceğini ama benim yoğun ısrarım üzerine orhan pamuk'a verildiğini öğrenmiş. oysa ki saklamaya o kadar da özen göstermiştim                                                       
                evet bugün annemin bu sözlerine üzerine biraz bilimsel bi konuya değinmek istedim. konumuz: aşk. eminim herkesin bu konu üzerinde bi fikri vardır. her ay illa bi gazetede veya bi dergide bu konuyla ilgili bi yazı olur. e bende fikirlerimi söylemek istedim hemen bayat konu deyip geçmeyin. önce bi okuyun sonra bayat deyin.

                çoğumuz okumuşsunuzdur bir yerlerden aşkın bir hastalık olduğunu.Aşkın beyinde muhakeme yeteneğini çalıştıran bölümü etkisiz hale getirdiği beyindeki kimyasallardan serotoninin aşıklarda ve saplantılı kişilik bozukluğu olanlarda aynı seviyede olduğu belirlenmiş. İnsanoğlunun en güçlü ve coşkulu ruh hallerinden olan aşkın nörolojik temellerini araştıran nörologlar bu sevginin yoğunluğunu ölçmüşler ve bakın ne bulmuşlar: Londra Üniversitesi Nörobiyoloji profesörlerinden Semir Zeki fonksiyonel MRI kullarak yaptığı araştırmada 17 kişiye önce sevdiği kişinin ardından da arkadaşlarının fotoğrafları gösterilerek serebral kan akışları izlendi. Araştırmada insana müthiş mutluluk ve haz veren aşkın kişilerdeki “muhakeme yeteneğini yitirdiği” ve “saplantılı kişilik bozukluğuna” neden olduğu ortaya çıkmış.

Araştırma aşkın insanları nasıl saplantılı hale getirdiğini de açık şekilde ortaya koyuyor. İnsanların beynindeki kimyasallardan serotonin seviyesi aşık olanlar da saplantılı (obsesif kompülsif bozukluğu) kişilerinkiyle aynı seviyede bulunuyor.Aşk bir yandan kişiye huzur ve güven verirken diğer yandan ayaklarını yerden kesiyor. Beyindeki 'medial insula' bölümü aşkla aktive oluyor. Agresif davranışlarla ilgili bu bölüm aşık kişilerde çalışıyor ve anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye yarıyor. Aşk duygulanım dikkat motivasyon ve hafıza ile ilgili beyin alanlarını aktif hale getiriyor. Bu yapıların aktifleşmesi stresin azalmasına neden oluyor.

                 İşte bu olayın bilimsel boyutu. benim fikirlerime gelecek olursak ben aşkı insanın üreme pskolojisine uydurduğu kılıf olarak düşünüyorum. biyoloji dersi alanlarımız bilir bi varlığın canlı olabilmesi için üremesi ve neslini devam ettirmesi gerekir. virüslerin (canlı olup olmadıkları hala araştırma konusudur) canlı olduğunu savunanların en önemli kanıtı üremeleridir. yani dünyadaki tüm canlı neslini devam ettirmeye uğraşır. insanda buna dahildir. ama insan kendini her zaman dünyadaki tüm canlılardan üstün gördüğü için bi amiple aynı amacı taşıdığını düşünmek istemiyor. işte burda ünlü "aşk" devreye giriyor. bedenimiz kendine yüklenen biyolojik görevleri yerine getrmeye çalışıyor. kendine üremek için en uygun eşi arıyor ve bulduğundada tepki veriyor. biz de işte saf saf buna aşk diyoruz.

                  benim bu konu hakkındaki görüşüm bu bazılarınız hatta çoğunuz bana karşı çıkıyodur eminim ki ama şu zamana kadar çevremde gözlemlediklerim bana bu görüşü kazandırdılar. hepinize mutlu günler dilerim :)

24 Ağustos 2011 Çarşamba

KANALLARIMIZ...

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 12:01 1 yorum
toz şikerli püskevitlerim(hilal cebeci pampişerim diince oluyodu ama) bu show tvye neler oluyor bilen var mı? yaz okulunun son günlerinde okulu kırdım evdeydim vew tvye bkmak için bol zamanım oldu(eğer sınav sonucu açıklandığında geçememiş olursam bu yazı aleyhimde delil olarak kullanılabilir) show tv 24 saatin 12 sinde doktorları 11inde yaz sürprizini veriyor. geri kalan bi saatte haber o kadar. ya bu kanalın yayın yönetmeni vs ne iş yapıyor hayretler içerisindeyim. zaten magazin izleyen birideğilim o bunla şurda şu bunla şurda olayı zaten yeterince saçma hayır bunları kim izliyo o ayrı bi muamma ama zaplarken bile artık aynı şeyi görmekten gına geliyor. ya bi proğram 2 haftadır aynı şeyi söyler mi? ben zaplarken artık showu es geçiyorum nolur şu programı izleyen biri bana ulaşşsın bi sabır taşıyla tanışmış olayım.

ah star vah star bırak artık şu sihirli annemi. o biz küçükkendi izliyoduk ve bitti. ölmüş şeyi ne diye diriltmeye uğraşıyosunuz anlamadım ki. zaten o dizide anasından doğanın sevgilisi oluyo hayır kardeşim olan var olmayan var ne diye gözümüze sokuyosunuz? bu arada aldığı duyumlara göre çakma gossip girl bitmiş. bir üzüldüm bir üzüldüm anlatamam. adil ışıkta küçük sırlarda giyildi diye eşşek yüküyle paraya satılan uydu7ruk kıyafetlerin fiyatı düşer artık.

 şu kanald nin yayın reklamları yok mu bitiriyo beni. ne mantıkla yapıyolar hiç anlamış değilim bi insanın aa reklamı güzelmiş bu sene kanald izliyim mi demesi bekleniyo yoksa reklamın iyisi kötüsü olmaz düşüncesi mi hakim hiç bilemiyorum. aşkı memnu yu artık akçıncı kez yayınlıyorlar ben sayamadım yeter artık ezberlensin diyemi yapıyosunuz?

al işte bi tekrar daha fox. hayat bilgisi bittiiiiii. tamam zamanında güzeldi zevklen(alın size yeni bir kelime) izliyoduk ama bitti. ne diye uzatıyosunuz? bide bu foxun 2 dizisi var fragmanlarına bakıyosun birinin sahanesi birinde ötekininki öbüründe valla akıllı adamlar tek diziyi 2 ye bölüyolar hem zaman dolduruyo hem para kazanıyo.

   cnbc-e bişe rica edebilir miyim? artık yeni sezonlara geç. ya biz niye bütün dizileri 2 sezon geriden takip ediyoruz ki? en önemli örenk hayatımın anlamı Doctor Who! ben 6.sezondayım sen daha 4ü veriyosun olacak iş mi? merlin desen ben bitirdim sen hala nerdesin?

nickelodeon sana tek diceğim şu güzelim çizgifilmler arasına koyduğun şu iğrenç kısa çizgifiljmler yok mu deli oluyorum. helede şu ninja sosise. toplam 3 bölümü var her birini günde 3 kere veriyosunuz. insaf artık ya. ezberlemeyi geçtim artık kabusum oldu.

atv şimdi farkettim senden hiç bahsetmemişim. showun doktorları starın sihirli annemi varsa benimde çocuklar duymasın ım var diyen küçük çocuklar gibisin. bide şimdi yayın akışına baktım senin bir sürü dizin varmış. acaba senin bu dizilerin niye hiç tutmuyo. dizi tuttrma konusunda kanal d den tavsiyeler almalısın onlar bu konuda çok başarılı. gerçek hayatta öğğğ iğrenç dediğimiz olaylar kanald de dizi olunca bakıyorum millet hastası oluyo.

                  Görüldüğü üzere kanallarımızın daha 40 fırın ekmek yemesi gerekiyor. ama brezilya dizilerine bakınca hak ediyo bizimkiler bi alkışı:)

Yaz okulu

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 11:05 1 yorum
Bayanlar, baylar ve türevleri(doctor who dan çalıntıdır) biliyorum beni çok özlediniz yani özlenmicek insanmıyım? bende yazmayı çok özledim bu yüzden saat 10da otobüsten inmemem rağmen saat 10.45 ve ben bilgisayarın başındaydım. ah bu internet ne büyük nimetmiş. uzak kalmayan anlamaz. 7 haftadır sanal alemle olan tek bağlantım ezikçe cepten girdiğim 0.facebook tu. siz düşünün halimi.

                 bu 7 haftalık süre içinde (acı bi itiraf) yaz okulundaydım. ya merak ettim yaz okulu diyince sizin aklınıza ne geliyor? açıkcassı ben yaz ve okul kelimelerini bir araya getirmekte baya bi zorlandım. yani beynim en fazla havuzun içinde ders işlemeyi felan düşünebiliyordu ama malesef. (bi acıların çocuğu melodisi alalım lütfen) hiç havuzum olmadı benim. hiç güneşlenemedim ben (göççük emrah halt etmiş yanımda) 7 hafta boyunca her gün o güzel beytepe yollarını gittim geldim günde 6 saat ingilizce gördüm. ama itiraf ediyim 7 ayda öğrenemediğim şeyi 7 haftada öğrendim. ayıptır söylemesi ama bu ara ingilizce roman okuyorum. ya aslında ben sırf yazım boşa gitmesin die yaz okuluna kalmıştım. tamam tamam sustum.

                tamam yani işkence kısmı bi yana malum zaten ama eğlenceli kısmıda vardı. sevgil iayşe arkadaşım son gün şöyle dedi "aslında o kadarda kötü değildi haata eğlenceliydi bile" bir an durup düşündüm aslında durmadan da düşünebilirdim ya neyse haklıydı. bir kere çok güzel arkadaşlıklar edindim. (hepsine sevgilerimi gönderiyorum) sonra fıskıyeler vardıııı. eeevvvvveeeetttt şimdi bu konuya değinmek istiyorum bu hacettepede çimleri sulamak için koyulan fıskıyeler varya şu dönen cinsten heh işte onları yerleştiren çok saygıdeğer abimimzin pskolojisini ben çok merak ediyorum. ya hangi insan evladı öğrencilerin çıkış saatınde fıskıyeleri yolu sulamak için kullanır? okuldaki en büyük zevklerimizden biri ıslanmadan yürümekti işte (acıdım halimize ne kadar ezikmişiz)

               ilk yazıdan bu kadar gevezelik yeter. umarım siteye bakmayı bırakmamışssınızdır. yani google unutmuş beni çok kırıldım kendisine. bu yaz okulu sürecinde yer yer psikolojimin kırılıp döküüldüğü yer yer yıkıma uğradığı yer yerse kendinden geçtiği dönemler boyunca benim eziyetimi çeken tüm eski ve yeni arkadaşlarıma teşekkürü borç bilirim. seviliyorsunuz... mutlu günlerrrrr:)
 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea