20 Haziran 2016 Pazartesi

Sahil Kasabası

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 15:04 1 yorum
              Adı Ali olan ve hiç susmayan bir horozumuz var. Adının neden Ali olduğu konusunda annemle derin münakaşalara girdiysem de bir sonuç alamadım. "Ali işte" diyerek kestirip attı. Okulumun açılmasına son beş gün kala zamanımın çoğunun Ali, altı tavuk (inanın hepsinin çok şeker çok sevimli isimleri var ama beynimde yer işgal etmelerine izin vermiyorum), dört civciv ve bir de Pörtlek ile geçiriyorum. Pörtlek annemin engin isim koyma kabiliyetinden nasibini almış olan yeni köpeğimiz. Çok sevdiğim Paşa üç ay önce zatüreden öldükten sonra annem Pörtlek'i çöpleri karıştırırken bulmuş. Görgü tanıklarından edindiğim bilgiye göre çöpleri karıştırmasına rağmen bir şey yiyemeyecek kadar küçük ve de hastaymış. Şu an en büyük zevkinin göbeğini kaldırabildiği ölçüde iki patisinin üstünde zıplamak ve babamın sebzelerinin üstünde yatıp yuvarlanmak olduğu göze alınınca bayağı bir gelişme kaydetmiş.
             Yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem. Tavuklar, köpekler, çiçekler... Köyde yaşamıyorum. Aksine ilçe merkezinin tam ortasında evimiz. Hani şu herkesin emekli olunca yerleşmek istediği domates yetiştirip, hayvan besleyeceği, deniz kıyısındaki o sessiz kasaba var ya işte tam da oradayım. Tamam o mükemmel hayale azıcık yağmur ekleyin yani şöyle bazı aylar üç günde bir bazı aylar her gün olanından işte tamam alın size benim şehrim. Pardon benim yılda bir bilemedin iki hafta gelebildiğim şehrim.
            Yazının başında cümle arasında belirttiğim, eminim sizin hiç dikkate almadığınız benimse dikkate almak istememe rağmen aklımdan çıkmayan bir gerçek var. Okulum açılıyor. Bir aylık upuzun bir tatilin ardından bir yıllık kesintisiz intörlük maceram artı Tus mücadelem... Evet evet sakinim. Şuan terastan Ali'nin çilli tavuğa kur yapmasını izleyip derin nefesler alıyorum. Gözümü kapatıp kendimi bir hafta önce biten, hayatımın en güzel tatili olan Malta'da hayal ediyorum. Üç gün önce Hacettepede bir intörn arkadaşımızın kan aldığı hastadan yediği dayağı da düşünmüyorum. Ezberlemem gereken 15 tane koca kitap... Hayır hayır anı yaşamak en güzeli. Anı yaşamak ve yaptıklarınla mutlu olmak...
 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea