30 Kasım 2011 Çarşamba

GÜNDEM

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 19:48 0 yorum
Off okuyucu off! çok dertliyim tam 3 gündür evin içindeyim cuma günü sınavım varda üstünüze afiyet biraz ders çalışıyorum. Tıp fakültesindeki ilk sınavıma gireceğim. Yalnız hazırlığın üstüne tıp çok fena soğuk duş etkisi yaptı. kafama huniyi geçirdim geçirecem. o kıvamlardayım siz anlayın. Şimdi diyosunuz ki madem sınavın var git çalış ne işin var burda? haklısınız ama demin ne oldu biliyor musunuz? şimdi anlatınca bileceksiniz. bi arkadaşım mesaj attı (kendisi koyu fenerbahçelidir) pazar günü Alex'in heykeli dikilecekmiş. Önce bi kaldım ben cevap veremedim. Sonra mesajı tekrar tekrar okuyup anlam veremedim. sonra bi kahkaha attım ve dayanamadım geldim karşınıza. Bir öğrenci bursunun 240lira bir anatomi atlasının 350 lira olduğu bir ülkede tutup  bir futbolcunun heykelini dikiyorsun milyarlar harcayarak. Hadi maddi boyutu geçtim demek fenevin babası zengin yada şike paralarını harcayacak yer bulamıyorlar ama bu adam ne yapmış bu ülkeye? bir kişinin hayatını mı kurtarmış? okul mu yaptırmış? ne yapmış? İlla birinin heykelini dikecekseniz babamın heykelini dikin. adam 25 yıldır cerrahlık yapıyor. kendi unutmuştur kaç kişiyi ölümden döndürdüğünü. Ama yok biz tutup Alexin heykelini dikiyoruz. olur mu ya adam o kadar top peşinde koştu terledi. Babanın hayrına mı terledi? adam işini yaptı (Allah var çok kutsal meslek(!)) aldı parasını birkaç yıl sonrada döner ülkesine mis gibi yaşar gider. bizde artık gelen turistlere anlatırız "Alex çok mübarek adamdı bizde dayanamadık heykelini diktik". bak şimdi aklıma ne geldi başbakandan izin aldılar mı acaba "UCUBE" demesin sonra yazık olur alex heykeline
          Biraz önce haber sitelerinde geziniyordum 3 gündür dünyayla bağlantımı kesmiş vaziyetteyim ne oluyo dünyada bi bakıyım dedim. bir haber dikkatimi çekti başmüzakereci ve Avrupa birliği bakanımız (nasıl bir bakanlık adı bu ya?) bir anısını anlatmış.4 yıl önce akp yi kapatma davası vardı hatırlarsanız işte o dava sürecinde kıymetli bakanımızın 9 yaşındaki oğlu sokakta arkadaşıyla oynuyormuş. arkadaşı bisikletini istemiş. bakanın oğlu vermeyince arkadaşı "babanın partisi kapatılacak baban işsiz kalacak bundan sonra bisiklete binemeyeceksin"demiş. zavallı sezercik pardon yavrucuk 2 gün ağlamış evde. bu masum yavruya kimse niye dememiş "evladım üzülme babanın şimdiye kadar biriktirdikleri sana gemicik bile sürdürür" diye. bizim zamanımızda sezercik vardı. bide eşeği vardı Fıstık. Şişko Nuri de "fıstık benim olcak binecem üstüne vuracam kırbacı" derdi. aslında sanırım bakanın oğluna da arkadaşı "bisiklet benim olacak binecem üstüne vuracam kırbacı" dedi de bakan bey yüreklerimiz burkulmasın diye olayı sadeleştirip anlattı.
         bakanın oğlunun bu anısına ağlamaktan gözlerim şişmiş bir vaziyette diğer haberlere bakarken gülme krizine girdim. niye mi? Engerekon pardon ergenekon sanığı Hayrettin Ertekin rahatsızlanmış (geçmiş olsun) ve hasteneye kaldırılmış. onu hastaneye götüren askerler adamı hastanede unutup gitmişler adamcağız silivriye taksiyle dönmüş. düşünün yani bir tutukluyu unutuyosunuz, adam kendi çabalarıyla hapishaneye gidiyor. ben buna sadece gülerim hemde kahkahalarla yorum yapmıyorum!
            Zengin çocukları gözünüz aydın, bedellide çıkmış hadi yine iyisiniz. kim uğraşacaktı askere git falan uzun iş basarım 30 bin liramı paşa gibi bedelli oh! nasıl olsa burada zenginsen canın sağ olsun fakirsen vatan sağ olsun. ama ne diyim sizde haklısınız. ortada savaş yok ama bizim şehit cenazemiz hiç bitmiyor. genceccik evlatlarımızı veriyoruz toprağa artık 30bin lirası olanları vermeyeceğiz işte bak ne güzel sevinelim hep beraber. acaba bu bedelli askerlik olayına şehit aileleri ne diyordur?
            Son olarak suudi arabistan suriye'yi kınamış halkını özgür bırak demiş. güler misin ağlar mısın? internetin yasak olduğu kadınların tek başına dışarı çıkamadığı bir ülke tutmuş suriye gibi bir cumhuriyeti kınıyosun sen kın kın kınasan ne yazar? buna sadece saçmalık denir.
             bir yazının daha sonuna geldik yapımda ve yazımda emeği geçen bana çok teşekkürler. sınavım için bana dua etmeyeni siteden engellerim güzel yazılarımdan mahrum kalırsınız ona göre mutlu günler :)

5 Kasım 2011 Cumartesi

Barut Komplosu

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 17:18 0 yorum
             V For Vendetta'yı izlediniz mi? çoğunuzun izlediğini düşünüyorum. izlemediyseniz bile bu gün 5 kasım. facede ki yorumlardan, duvar yazılarından veya paylaşımlardan 'la bu neymiş?' demişsinizdir illaki. o kadar da ilgisiz değilsinizdir heralde dünyaya karşı (dinime küfreden müslüman olsa). neyse mevzuya gelirsek eğer bugün 5 kasım. 'evet mevzu buydu dağılın beyler' değil tabikide. bundan tam 2011-1605 yıl önce (e yapın işlemi.. hadi acıdım halinize cevap 406) bir adam ingiliz parlemento binasını havaya uçurmaya çalıştı... ingiliz tarihinin en büyük 'vatan haini' damgasını yedi, korkunç bir biçimde idam edildi ve parçalandı... neden mi? çünkü sistemin karşıtıydı. 36 yaşındaydı. o Guy Fawkes'di.
'Barut komplosu' olarak bilinen bu olayın baş rol oyuncusuydu Fawkes. Aristokrasinin ve burjuvazinin kokmuşluğundan, umursamazlığından 'ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler' mantığından rahatsızdı. Robert Catesby, Thımas Winter ve diğer komplocularla birlikte kral 1. james'e ve diğer aristokrasiye karşı büyük bir plan yaptılar. yönetimi ve rejimi yıkmak isteyen 12 komplocu İngiliz parlamento binasını o yılki aristokrasi zirvesinde patlatmaya karar verdiler. Eylemcilerden birinin sarayda çalışan bir yakınına o gün sarayda olmamasına dair uyarısı kraliyetin kulağına gitti ve Fawkes lordlar kamarasının altında 36 varil barutla yakalandı. parlamentoya ve krala suikast düzenlediğini cürretkarca itiraf etti.
          Fawkes 31 ocak 1605 te parlamento binasının karşısında asılarak idam edildi ve vücudu parçalara ayrıldı. plan gerçekleşmedi ancak Barut komplosu ingiliz tarihinin ve dünya tarihinin dönüm noktalarından biri oldu. Bu komplonun baskıcı yönetime karşı anarşi hareketlerinin öncüsü olduğu geniş kitlelerce kabul edilmiştir. Şu bir gerçektir ki dönemin şartlarında bu olay muazzam bir başkaldırıydı. her ne kadar Fawkes istediği tabloyu göremeden ölse de tarihe adını unutulmayacak bir biçimde kazımayı başardı. günümüzde özellikle İngilterede sokaklarda, duvarlarda Fawkes'e atıfta bulunan duvar yazılarına rastlamak mümkündür. İrlanda da bir bar duvarındaki yazı :'Guy Fawkes; parlamento binasına dürtüst bir şekilde giren ilk ve tek adam. eylemin başarısız olması sonucu her yıl Fawer maskesi takan kuklalar yakılsa da aslında onun isyancı ruhu hala çoğumuzun içinde yaşıyor.
        5 kasım tarihi asıl yerini Alan Moore'un çizgi romanı ve James McTeigue’nin aynı adla sinemaya uyarladığı ‘V for Vendetta’ ile buldu.Filmde Fawkes maskesi takan 'V' bir terörist mi yoksa bir kahraman mıdır?  Andy ve Larry Wachowski’nin çizgi romandan uyarladığı film, bir başkaldırının nasıl toplumsal bir güce dönüştüğünü, ‘küçük’ hareketlerin büyük sonuçlara çevrilebileceğini harika bir biçimde gösterdi.
        Koyun gibi yönetilmek istemeyen her insanın içinde bir isyancı vardır ve bence bu filmi her düşünen veya düşünebilen, bir şeylerden şikayet edip değişmesini isteyen insanın izlemesi lazım. mutlu günler :)

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea