4 Nisan 2012 Çarşamba

herkes doktor!

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 13:41
           selam gençler, yine uzun zamandır kayıplardayım özlendim biliyorum. malesef çok ağır bir komite geçiriyorum. hayatımda ilk defa biyofizik ve mikrobiyoloji dersi aldım. öğrendiğim bir şey varsa o da mikrobiyolojinin psikolojik destek verilmeden öğretilmemesi gerektiğidir. hasta oldum. ha bire el yıkıyorum. bu bozuk gözlerim mikroskop oldu sanki ellerimdeki staphilokokus epidermitisleri görür oldum. sanırım yardıma ihtiyacım var.
             biyofizik hakkında bi yorum yapamayacağım çünkü bi nane anlamadım. sadece örnek problemleri ezberledim bir de formülleri. yalnız şöyle bir problemim var ki formülleri ezberledim ama ne işe yaradıkları konusunda bir fikrim yok. yani hangi soruda hangisi kullanılır, hangi harf neyi simgeliyor en ufak fikrim yok. ama tabi ki güvendiğim bir şey var. hemen anlatıyım
            son 2 senedir ygs ve lys ye girenler beni çok iyi anlayacaktır. hani dershanede veya okulda bir grup insan vardır. şu haremlik selamlık dershanelere giderler, genelde özel okulda okurlar kendi çevrelerinden başka kimseyle takılmazlar. (yanlış anlaşılma olmasın genelleme yapmıyorum o okul ve dershanelerden birine 2 sene gittim ben de) bu kişilerin denemelerdeki durumları da hiç iç açıcı değildir. ama ne hikmetse sınava bir girerler hani Allah "yürü ya kulum" der ya bunlarda öyle... hayatlarında almadıkları puan gelir sınavda. ben bunun nedenini uzunca bir süre merak ettim. beni tanıyan bilir çok iyimser hiç kötü düşüncesi olmayan polyanna nın ruh eşi kıvamında bir kızım. hani bir dizide oynuyor olsam şu hiç bir günahı olmayan, kanatları olsa uçacak başrollerden biri olurdum (kendimi çok mu övdüm ne?) yani ben böyle bir insan olunca aklıma da kopyaymış şifreymiş hiç gelmedi tabi. ama haklı da çıktım. şifre verildi diyenler kendinizden utanmalısınız. gerçeği açıklıyorum: ak sakallı dedeler... evet ak sakkalllı dede konseyi bir karaar almış ve bu ermiş insanların rüyalarına girerek cevapları veriyormuş. geçen bir ak sakkalıyla görüştüm. bu sırrı okuyucularım hariç kimseye söylemeyeceğim konusunda söz verdim. karşılık olarak da cevapları rüyamda alacağım. sıkı bir pazarlık olduğunu itiraf etmeliyim size anlatmak konusunda çok ısrarcı davrandım. ne kadar iyi bir yazarım yahu!
            yanda gördüğünüz resim benim çalışma masam. pardon "artık notlarımın sığmadığı çalışma masam" bu aksakkalı olayına girmeden önce bunların hepsini ezberlemeye çalışıyordum. şimdi bıraktım tabi gün boyu televizyon, internet gel keyfim gel. müge anlıyı bile izliyorum. hele moda programları hiç kaçırmam. eski diziler kuşağında çemberimde gül oya, akşamları da artık hangi dizi hangi film olur bilmem. anlayacağınız keyfim iyi. demin haberlerde gördüm bizim üniversitenin doku nakli komisyonuna dava açılmış. bu bile bozamaz keyfimi. hatta hemşireler de doktor oluyormuş. olsunlar tabi ya. hatta öğretmenler savcılar hakimler, bizim bakkal hacı amca, manav mustafa abi de olsun ya. kimse mahrum kalmasın. bende mezun olunca artık bi tabela alırım üstüne "seyyar ameliyat yapılır" yazarım öyle dolanırım. ne olacak sanki. nasıl olsa bende ders çalışmıyorum. önceden olsa isyan ederdim ben o kadar çalışıyorum niye herkes doktor olacak  derdim. şimdi içim rahat. artık hasta ölümünde bir patlama  yaşanır mı, ameliyatlardan kaç insan sağlam çıkar benim problemim değil nasıl olsa. burası Türkiye her yapılana eyvallah demeliyiz. çünkü biz düşünemeyiz ne de olsa birileri bizim yerimize hep düşünüyor zaten boşversenize beyin bedava. mutlu günler..

2 yorum:

anonim dedi ki...

merhaba sağlık meslek lisesinde acil tıp teknisyenliği bölümünde okuyan bir öğrenciyim. bu sene 11. sınıfa geçtim. "hemşirelerden de doktor olsun canım" tarzında kinayeli sözünüzde hem haklı hem haksızsınız.

benim okulumdan hemşireler de çıktığı için söylüyorum. maalesef durum vahim. sağlık sektörü çok kötü bir durumda. tıp fakülteleri de o tiplerle mi doludur bilemiyorum ama sağlık meslek liseleri berbat durumda.

birincisi, özel sağlık okulları açıldı, parayla sağlıkçı yetiştiriyorlar.
ikincisi, benim girdiğim zaman sbs (seviye belirleme sınavı) vardı. puanları çok yüksek olmasa da çok düşük de değildi. benim puanım da çok iyi olmasa da iyiydi zaten. fen lisesi tutmasa da güzel eğitim veren liseler tutuyordu. yine de sağlık mesleği seçtim. ki bu liseye puanım hayli hayli yetiyordu. elini kolunu sallayarak girersin dediler. kendimi çok övmüş gibi oldum kusura bakmayın ama benim asıl gelmek istediğim nokta, keşke puanları çok yüksek olsaydı da ben bile giremeseydim bu liseye. evet ben kendim için bile bunu diyorum. ben kendi geleceğimi bile feda ederim. yeter ki sağlıkçılar bu şekilde olmasın. şu an durum çok kötü, berbat...

ellerinde dokunmatik telefonlar, makyaj yapmalar, dersleri umursamamalar, sorumsuz davranışlar hepsi mevcut. ben kendim için de çok çalışkanım diyemem ama sağlık derslerime çok önem veren biriyim. çünkü biliyorum o dersler benim geleceğim. ben bir şeyi eksik öğrensem ve benim yüzümden biri hayatını kaybetse ömür boyu vicdan azabı çekerim. ama bazılarında o sorumluluk yok maalesef.

ama bir taraftan ne kadar sorumsuz öğrenciler olsa da en azından sağlık alanına ilgi duyan, mesleğini seven, insanları kurtarmanın bilincinde öğrenciler de var. ben de kendimi övmek istemiyorum ama bunlardan biriyim açıkçası. bu zamana kadar hep bir şeyler öğrenmeye çalıştım. sizin "hemşirelerden de doktor olsun ya" sözünüz burada biraz aşağılama oluyor. kusura bakmayın da. kısaca demek istediğim sağlıkçılardan hak eden doktor olabilmeli.

ama bu gidip matematik netine, ygs-lys puanına göre olmamalı. sağlık alanındaki bilgisine ve ilgisine bakmalı. çünkü ben de dahil birçok insan mesleğinde yükselebilecekken, en üst derecesini yapabilecekken, ara eleman olup çıkıyor. birçok insanın hak edenlerin arasında olduğunu düşünüyorum. ama aynı zamanda birçok insanın da sağlık meslek lisesine dahi girmesini hak etmediğini düşünüyorum.

saygılarımla

zzxvfd dedi ki...

trabzon yomra fen lisesinden

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea