22 Nisan 2017 Cumartesi

Hacettepe Tıp'ı Nasıl Kazandım?

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 14:12
           Son günlerde, özellikle yeni klibimiz yayınlandıktan sonra (Hacettepe intörnler- damar yolunda) "abla ben de Hacettepe tıp istiyorum. Sen nasıl kazandın?" tarzı soruların çeşitli varyantlarıyla bol miktarda karşılaştım. Yetişebildiğim kadarıyla cevap vermeye çalıştım ancak malum beyin cerrahinin harika nöbetleri... Yetişemediğim ortada. Ben de blog yazayım da geniş kitleleri aydınlatayım bu konu hakkında dedim ama şöyle bir problemim olduğunu fark ettim. Bu sorunun cevabını hiç bilmiyorum.
          Üniversite sınavlarına (son adı ne oldu bilemiyorum malum ülkemizde değişim sık gelişim sıfır) hazırlanan bir adet kardeşim var ancak kendisi bana hayatı boyunca "abla bunu nasıl başardın?" diye sormadı. "Sen de baban ve ablan gibi doktor mu olacaksın?" sorularına "niye ben salak mıyım?" şeklinde yanıt veren ve "büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna "adam" cevabını veren (bunu söylediğinde henüz 10 yaşındaydı) bir çocuktan bahsediyoruz. Ne kadar benziyoruz değil mi? Bir gün de babamın "Fatih Sultan Mehmet senin yaşında İstanbul'u fethetti, sana derS çalışmak zor geliyor" şeklindeki yakarışına "Atatürk de senin yaşında cumhurbaşkanıydı, ben sana bir şey diyor muyum?" şeklinde cevap vermişti. Bu cevaptan sonra düştük yakasından zaten. Çalışıyor mu çalışmıyor mu hiç bilemiyoruz. Neyse konumuza dönersek "nasıl kazandın?" sorusunun cevabını üniversitedeki son senemin son aylarında düşünmeye başlamış oldum.
         Hmmm, bir düşünelim. Lise son sınıfa bir geri dönelim. Bir kere hayatımın en kötü 3 yılının lise 2,3 ve 4 olduğunu söylemem lazım. Lise 1 de daha küçüksün, yatılıya alışma falan derken çok bir şey anlamadım ama devamı korkunçtu. Lise mezuniyet günü o okuldan çıkarken on yıl önünden geçmem dedim. Bu on yılın yedisi geçti ama cık şu andan itibaren bile on yıl daha geçmeyi planlamıyorum. Neydi bu kadar kötü olan? 13 yaşında evinden ayrılıp yatılı okula geliyorsun. İnsanlarla hele ergenlikteki insanlarla anlaşmaya çalışmak, kendini ilah sanan hocalar, peygamber gibi davranan üst dönemler, içinden kıl çıkan yemekler, yurtta asla uyuyamamak, ergenliğe yeni girmiş 16 erkek çocukla günün 15 saatini aynı sınıf içinde geçirmek... Buradan ne çıkartıyoruz? Kazanmak için ortamın çok da önemi yokmuş.
       YGS ye 2 hafta kala sınıftaki kimya hocası sınav sonuçlarını tahmin etmeye çalışıyordu. Birisine ilk 100 deni birisine ilk 500 dedi başka birine Hacettepe garanti dedi. Sıra bana geldi. "İlk 1000 e asla giremezsin 2000e belki" dedi ve geçti. Tuvalete gidip ağladığımı hatırlıyorum. Sonuç YGSde Türkiye 253.sü oldum. O ilk 100 garanti dediği insanlardan çoğu ilk 1000e bile giremedi. Demek ki neymiş? İnsanlar boş konuşurmuş ve ne dediklerinin çok bir önemi yokmuş. (Size de sevgiler sayın kimya hocam)
         Gelelim sosyal hayata... "Abla hem eğlenip, gezip tozup hem de tıp kazanılır mı?" Yavrucum lisede sosyal hayat nedir? Yani düşündüm düşündüm aklıma bir şey gelmedi. Zaten ilk 2.5 sene yatılıydım. Hafta sonları da inanın banyo yapmakla geçiyordu. Lisede sıcak su bile olmaması... Sonraki 1,5 sene de halamın yanında kaldım. Okuldan gelip ders çalışıyordum. Sonra perşembe günleri aşkı memnu pazar günleri de arka sıradakileri izliyordum. Sosyal hayata girer mi? Bir de hafta sonları öğlen arası yemek yiyorduk dışarıda. Bütün sosyalliğim bu kadar. O yüzden gezerken çalışılır mı bilemiyorum. Şimdiki halimi düşünürsem, çalışılmaz. Lisedeki asosyalliğimin acısını üniversitede yedi yılda feci şekilde çıkarttığım  için durumum ortada. Millet bugün tus'a giriyor. Ben kimle nereyi gezsem planları içerisindeyim. Olmuyor. Bir şeylerden feragat etmen şart. Pişman mıyım? Asla." Bir tıp fakültesinde ne kadar eğlenilir, ne kadar gezilir, ne kadar yaşanılır?" sorularına cevabı "bokuna kadar yaşayarak" şeklinde verdim. Sene veya ay kaybım olmadı. Bir kez beşinci sınıfta uyuzu bilemediğim için dermatolojiden bütünlemeye girdim, o kadar. (sayın hocam uyuz olursun umarım) Tusu kazanamayacağım ortada. En azından şuan için. Ama en ufak pişmanlığım yok. Buradan ne çıkartıyoruz? Lisenin uyduruk sosyalliğini bir kenara atıyoruz ve üniversitede yaşayacağımız güzel günlerin hayalini kuruyoruz.
         Yedi yıl sonra düşününce ancak bunlar çıktı benden. Umarım hayallerinize kavuşursunuz. İnanın yeter. Kendine güven hayatta insana en çok lazım olan şey. Mutlu günler:)

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Peki tıp kazanmak çok mu zor??

Adsız dedi ki...

Tıp kazanmak için matematiğimiz nasıl olmalı sence??

Unknown dedi ki...

son yıl çalışarak kazanılır mı sizce?

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea