26 Ocak 2013 Cumartesi

belatoner

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 01:46 0 yorum
       Kötü gün olur olmaz değil ama benimki filmlere yakışır cinstendi. Dün akşam uykumun kaçmasından belliydi zaten normalde 10da gözleri kapanan ben ertesi gün 8 ders olduğunu bilmeme rağmen uyuyamadım.  Gece boyu dolandım. Allahtan sabah oldu işkence gibi bir gece bitti düşüncesiyle başladım güne. Hayır böyle olacağını bilseydim her şeyi kabullenerek yataktan hiç çıkmazdım.
      Yağmurlu bir gri ankara sabahında yumukla(kendisi bir insan ve gerçek) çıktık yola. Şapkam montum ve §şemsiyemle yağmura meydan okuyordum adeta. Okula varmak üzereydim ki kendimi birden bir çamur deryasında cebelleşirken buldum. Amacım neydi hiç bilmiyorum ama galip tahmin edeceğiniz üzere yeşil pantolonumun sol paçası üzerinde kendisine habitat oluşturan çamur oldu. Hem de çarpık kentleşme gibi dizime kadar yayıldı. Amfiye girdiğim anda bir Islak mendil bulma çabasına girdim ve uzun uğraşlar sonuvcu buldum. Hay bulmaz olaydim. Kendi haline bıraksam kuruyup dökülebilecek kıvamdaki çamuru bir güzel sıvadım pantolona.
     Kaderime boyun eğmiştim tam içtiğim çayı pantolona dökene kadar. Çay lekesinin de ıslak mendille çıkmadığını öğrenmiş oldum. İşin kötüsü daha sabahtı ve akşama kadar ders ve sonrasında H.H.nin doğum günü vardı.
      Kendi kendime yaptıklarım yetmezmis gibi arkadaşımın güzelim açık renk montunu çıkmaz kırmızı rujumla öptüm. O nasıl oldu demeyin ben de bilmiyorum.
       Sabah sakarlığımı tam atlatmıştım ki son 4 dersin okulun en havasız amfisinde işleneceğini öğrendim. saat 14 sularında tam 5. Dersteyken gözlerim de kaşınmaya başladı. Ama nasıl tatlı kaşınıyor anlatamam. Makyajımı bozmadan kaşımaya çalışırken ve oksijensiz yaşamaya kendi alıştırmışken tam 4 ders geçirdim. Dersten çıktığımda fermantasyon yapıyordum.
         Oh şimdi bir güzel eğleniriz derken ben her zaman ki gibi yürürken konuşma eylemini gerçekleştiriyorken hava yağmursuz herler buzsuzken bir anda uçtum uçtum ve fizyoloji dersinde öğrendiğimiz "düşme refleksi" hareketini yaparken buldu.kendimi sonrasında yerdeydim.  Hayır düşecek başka yer mi yoktu da yurtların olduğu sokakta fosforlu turuncu bir montla yere serildim? Sonuç yaralı bir el, yırtılmış ve çamura bulanmış bir pantolon ve gazi ben. Bırakmadılar beni. Öylece gittim doğum gününe.
           Her şey iyi gidiyordu. Hatta moralim düzelmişti eğleniyordum. Vee bir çay vakası daha. Çayı dökerek kulak memesi kıvamına  getirdiğimiz elimizi tüm yemeklerde kullanabiliriz artık. Montum da kirlenmişti zaten çay banyosu yaptı.
           Sonunda eve gelmeyi başardım artık bu günü de atlattım daha bir şey olmaz derken ovuşturmaktan oyun hamuru halini alan göz kapaklarım şişti kızardı aynalardan ırak iğrenç bir hal aldı. Allerjim azıtacak günü buldu.
           Kimin ahını aldım bilmiyorum ama bu yazıyı okuyorsan geri al bedduanı. Söz bundan sonra çok iyi bir insan olacağım yani çalışacağım belki de çalışmaya çalışacağım. Her günümü çöpte bir pantolon, yaralı yanmış bir el, leş olmuş bir mont, iğrenç şiş kırmızı gözler ve kırılmış gururumla bitirmek istemiyorum...
Not: A.U. ve M.A. pantolonumu çitilemeyi bile teklif ettiniz. Eşsizsiniz(iki manada da:))
         
 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea