23 Nisan 2017 Pazar

Gizli Numara

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 20:36
       Hayat bazen bana sırf blog yazayım diye tuhaf olaylar yaşatıyor diye düşünüyorum.
       Dün gece 2.30 suları... Telefonum hunharca çalıyor. Gizli numara... Nöbetlerden kalma alışkanlık, hiç sorgulamadan açarım telefonu. Asistan arar, hemşire arar... "Alo" dedim, karşımda gençten bir erkek sesi. Ben ki uzun ve anlamsız cümleler kurma konusunda master yapmış insanım, karşımdaki beni solda sıfır bıraktı. Uyku sersemi, "benim adım şu" dese zor anlayacağım bir durumdayım zaten vatandaş çetrefilli cümlelerle ilanı aşk ediyor. "Kimsiniz?" diyorum, "şimdi sen bana kim olduğumu soruyorsun, haklısın, kim olduğumu merak etmek senin en doğal hakkın" diye bir başlıyor, araya da giremiyorum. Ne desem araya tuhaf tuhaf kelimeler katarak tekrar ediyor. "Tanışıyor muyuz?" diyorum "Tanışmak nedir ki? Mecnun Leyla'ya aşık olurken Leyla'yı çok mu tanıyordu?" diye bir başlıyor... Piraye'den Nazım'a Kerem'den Aslı'ya tarih vere vere hikayelerini anlatıyor. Tam 19 dakika boyunca bana aşkını bir anlattı ki ben size anlatamıyorum o derece. Ağlama krizlerine girdi, susturamadım. En son vatandaş "yarım saat önce yurdunun önünde kornaya asıldım, neden panjurları açmadın?" deyince "Yurt mu?" dedim. O zaman kafamdaki ampul çat etti. "Kimi aradınız?" dedim "Merve'yiiii" dedi gayet normal bir biçimde. O an "Merve değilim" demek yerine anasına sövsem bu kadar üzülmezdi heralde. Düşünsenize adam tüm cesaretini toplamış. Nasıl korkuyorsa kızın reddetmesinden, gizli numaradan aramış, anlatmış, ağlamış, içini dökmüş ve hepsi yanlış kişiye...
        O an Merve olmadığım için üzülmedim desem yalan olur. Fena mı olurdu işte kim diye merak ederdim, ona buna sorardım falan. Sapık mıdır nedir diye korkardım. Kısaca hayatıma aksiyon girerdi ama malesef ki ben Merve değildim. Merve olmamamın verdiği hayal kırıklığıyla tam yeniden uykuya dalacağım zırrr yine çaldı telefon. Açtım, tabi ki bizim dertli aşık. "Merve'yi aradım telefonu yüzüme kapattı, sen en azından dinledin. Onun numarasının sonu 21 seninki 12 ondan karışmış..." diyerek teşekkürler, özürler... Dedim "bak kardiş, sesinden anladığım kadarıyla genç çocuksun. Aşk peşinde koşmak güzeldir. Büyük yürek gerektirir. Ortada bir aşk varsa koş ama istenmediğin yerde durmamak da adamlık gerektirir. Sana Merve mi yok. Sen Merve'yi sevdin diye Merve'nin de seni sevmesi şart mı? Hayat kısa, Merveler uçuyor..." Gecenin bir körü bende çok varmış gibi tanımadığım adama verdiğim akıldan sonra uykunun kollarına koştum.
         Sabah uyandığımda kafamda "acaba işletildim mi?" sorusu dönmeye başladı. Hayır işletilsem ne olacak sanki? Yok. Tahmin edin ne yaptım? Aradım tabi ki sonu 21 olan numarayı. Ve evet aşık çocuğumuz doğruyu söylüyormuş. Karşımda İzmir'den Merve vardı ve gerçekten dün gece bir gizli numara tarafından aranmış.
         Bu olayın sonunu sanırım hiç öğrenemeyeceğim ama umarım o telefonda bana zırıl zırıl ağlayan çocuk seni mutlu edecek Merve'ye kavuşursun. Mutlu Merveler:)
NOT: Bu yazının ertesi günü bu sefer de uykumdan kapı sesiyle uyandım. Bir korku gittim kapıya. Kapıda bi adam, elinde kocaman bir buket çiçek... Bende saniyeler içinde oluşan bir heves... Bu mutlu an sadece 5 saniye sürdü. Adamın ilk cümlesi "Aybüke hanım mı?" oldu. "Değil Allahın cezası değil. Elimizde bir garip Hazan var. Olmaz mı?" diyemedim de, "yok değilim" dedim. Adeta hayat karşıma geçmiş "zaaaa yalnızsın, çok yalnızsın zaaaaaa" diyor. Yarın da birisi önüme tektaşla çöküp o malum soruyu sorsa hiç üstüme alınmam. Yanından geçer giderim. Nasıl olsa ben değilimdir. Tamam ya yalnızım. Yok sevenim. Mutlu musun hayat? (Beni trolleyen hayata trip attığım gerçeğiyle sizi başbaşa bırakıyorum)
         

0 yorum:

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea