28 Ekim 2013 Pazartesi

Sosyal Medya

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 23:47
        "Üst kattaki kızın gönlünün efendisi mi ne geliyormuş kaç gündür kız bağıra çağıra bir hal oldu gelsin artık" cümlesini kafamda kurup twitter alemine aktarmayı nöronlarımdan geçirdiğim anda kendime sosyal diyet uygulama zamanımın gediğin anlamıştım. Tabi bu tek neden değildi. Geçen kendini barda etiketleyen arkadaşım telefonu "evdeyim evdeyim" diye açtığından beri şüphelerim vardı. Facebook durumuna "Selena Gomez'ciğimle çay keyfi" yazan insanın da bayağı etkisi oldu tabi. Angara'nın bağlarında yaşayan insanın yaşadığı şehir olarak Los Angel'i göstermesine tam alıştım derken bu kadar yalan bana fazla geldi. En son "Hazan her şarkıda bir şey buluyorsun yok burada şununla dinlemiştim, yok bu şarkı beni anlatıyor, çok duygulandım, içim acıdı" şeklindeki kendimle ciddi konuşmalarım sonucu da kendime müzik yasağı koymuştum. Şuan bu yazıyı Number One eşliğinde yazıyorsam sosyal diyetim konusunda da şüphelere düşebilirim.

       Bir de son zamanlarda insanların gerçek ve sanal kişilikleri arasında uçurumlar oluştuğunu fark eden tek ben değilim sanırım. Adam bir twitler atıyor bir durumlar yazıyor sanırsın Sezen Cumhur Önal. Öyle romantik, öyle hassas. Gerçek hayatta bir bakıyorum ellerini yere koysa babannemin öküzü, dik dursa bizim bahçenin kavak ağacı. Yok böyle bir duygusuzluk, kabalık. Ruh durumları da bir tuhaf. Geçen gün bir arkadaşım öyle şeyler yazmış ki sanırsın uçurumun kıyısında. ("Biri dürtmese bari düşecek şimdi" cümlesini içimden geçirdiğim doğrudur.) Bende iyi arkadaşım ya hiç dayanamam. Zaten başıma ne geldiyse bu "bol sevgi gösterilerim" yüzünden geldi ya neyse. Hemen bir mesaj patlattım. Zavallı zaten üzgün direkt sormayayım diyerek "naber? ne yapıyorsun?" şeklinde bir mesaj atma gafletinde bulundum. Ben burada bir başıma boynum bükük, dünyadan kopuk, aç, sefil (tamam be abartma) ders çalışırken adam meğerse kopuşlardaymış. Bunu öğrendikten sonra kendi iç dünyama yaptığım yolculuk sonucu çevremde benden daha kötü durumda insan olmadığını, acınacak birisi varsa onun da ben olduğumu öğrendim. Malum çok okuyan değil çok gezen bilir. Ama benim iç dünyam bayağı bir büyük olduğu içindir herhalde kendime gelmem bayağı bir zamanımı aldı.Tabi ki bunun tam tersi modellerimiz de mevcut.
         Geçen bir arkadaşımla buluştum (bu ne ya normal arkadaşım yok mu benim?) bir başladı anlatmaya yazsaydım net 3 sezon 39 bölüm dizi. Dram, ihtiras, aşk, acı... Tam da bizim insanımızın sevdiği türden. İyi bir şey olsa izlemeyiz nedense. Neyse... İşte ben zavallı geldim eve. Sanki bana neyse? Yok ama dedim ya iyi arkadaşım. Evden Lady Gaga çıktı Ümit Besen döndü. Damardan rakı verecem kendime o derece içselleştirdim olayı. Kafa dağıtayım diyerekten girdiğim facebookta arkadaşımın kahkaha pozlarının altına "keyiften ölüyorum" tarzındaki yorumlarını okuyunca "Allah'ım ağlama duvarı mıyım ben ya?" sorusuna içten "yok azıcık kerizsin" şeklinde bir cevap geldi. Ben yine de olaya iyi tarafından bakmaya çalışacağım. Belki de birilerinin üstünde "iyiyim, senden sonra süperim" etkisi yaratmaya çalışıyordur.
          Bu sosyal güvensizliğimi uzun süre üzerimden atamayacağıma eminim. Ah beni bu hale getirenler utansın. Ehehehe bu arda televizyonda da Selena Gomez var. Galiba arkadaşımın çay partisinden geliyor. Biliyorum bana da doyum olmuyor ama hayatta yapmayı en çok sevdiğim şeylerden top üçte olan uykuyu büyük bir zevkle gerçekleştirmek üzere huzurunuzdan ayrılıyorum. Mutlu günler:)
           

0 yorum:

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea