13 Şubat 2013 Çarşamba

Ankara'nın Bağları

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 14:34
        Başkentte yaşamaya başlayalı tam 2.5 yıl oldu. bir yeri tanımak için 2.5 yıl yeterli bir süre sanırım. bu yazımda sizlere ankara'nın belli başlı yerlerini anlatmak istedim. hadi bakalım ufak Ankara gezimiz başlasın
AŞTİ: İlk olarak otogardan başlıyoruz. Kadim dillerde açılımı "Geldiğin gibi geri git"dir AŞTİnin. Zaten otobüsten indiğiniz anda adının hakkını verdiğini anlarsınız. Elinizde bavul metroya nasıl inebileceğinizi sorduğunuz ilk insan size "Erzurum, Van , Iğdır... abi Erzurum var mı?" diye cevap verir. İnsanlardan umut olmadığını anlayıp tabelalara yöneldiğiniz anda başka bir vatandaş size 20 liraya İstanbula götürebileceği iddiasıyla kolunuza yapışır. Zor da olsa kendinizi metronun merdivenlerine atarsınız. İşte burada durun. Eski Türk filmlerinde İstanbula gidip Haydarpaşa garında merdivenlerden inerken her insanın denize karşı söylediği ilk söz olan "İstanbul seni yeneceğim" lafının çakmasını (Ankara uyarlamasını) diyebileceğiniz tek yer burasıdır. tabi sizi arkadan iten sanki tek metro o anmış da kalanı yürüyerek gidecekmiş hissine kapılan insanlardan fırsat bulabilirseniz.
KIZILAY: Ankarada çok ünlü bir laf vardır: "Her yol Kızılaya çıkar!" Duyup duyabileceğiniz en mantıklı ve anlamlı sözdür. "Deniz olan memlekette kaybolmazsın denize doğru yürü sahile çıkar yolunu bulursun" diyen insan gel bir Ankarayı gör. Her dolmuş, otobüs, metro direk veya dolaylı şekilde illa ki kızılaya uğrar. içine girmezse civarından geçer. Kaybolma riskinizi ortadan kaldırdığımıza göre kızılayı anlatabiliriz. Her cinsten ve çeşitten insanı bulabileceğiniz çok orjinal bir yerdir. Metro altı denilen ve kızılayın altını boydan boya kaplayan mekan size ucuz çok çok ucuz kıyafet imkanı sunar. Markaları ün yapmış tüm mağazaların ürünleri burada mevcuttur. Akşam saat 10dan sonra kızılayda bir curcuna başlar. Korkmayın bu ucuza alışverişin sesidir. karaborsacılar çıkar bir anda piyasaya. aradığınız herşeyi bulabileceğiniz bir süpermarket olur kızılay bir anda. ama uyarmam gereken çok tehlikeli bir olay var: Falcılar. adım başı "fal 5 lira kahve ücretsiz, isim bile veriyoruz" şeklindeki lafları duymamazlıktan gelmeye çalışın yoksa başınıza geleceklerden dolayı üzülürüm.      Yüksel caddesinin köşesinde hep bir imza toplama olayı vardır. hep bir şeyler protesto edilir. ilk bir kaç gün "çok mantıklı dur imza atayım" şeklinde yaklaştığınız platformlara karşı bir müddet sonra bağışıklık kazanacaksınız. kızılayın ortasında kızılay alışveriş merkezi vardır. hatta metro altına açılan bir kapısı da vardır. burada ki ironiye bakın. aynı ürünler aşağıda 3 liraysa yukarıda 30 liradır. tercih sizin.
          her şey bir yana kızılay güzeldir. kızılay candır. sıkıldığınız anda kendinize illa ki oyalayacak bir şeyler bulabileceğiniz bir yerdir. kızılay sevilir tarafımca:)
SAKARYA: Çiçekçi çingene çocukların boyunduruğu altında kızılayın bir eyaletidir sakarya. iç işlerinde tamamen bağımsızdır. girişinde sizi efes pilsen karşılar. her türden müziği aynı anda duyarsınız. bir yerde uzun hava çalarken bir yanda heavy metal çığlıkları duyabileceğiniz bir bar cennetidir. her insana uygun bir mekan bulunur sakaryada. ucuzdur da. tam öğrenci yeridir. zaten girdiğiniz her mekanda en az 2 tanıdık görürsünüz o yüzden ankara büyük ama küçük bir şehirdir.
ULUS: Gazino, otel ve işkembecinin yan yana olduğunu gördüyseniz tebrikler ulusa ulaştınız demektir. Dünya üzerinde sanırım "en değişmez" ünvanı ulusa aittir. soruşturmalarıma dayanarak aynı gazinoların 30 yıl öncede orda olduğu sonucuna ulaştım. bir nevi tarihi ziyarettir. ama size tavsiyem ziyaretinizi otobüsün penceresinden gerçekleştirin. inmeniz ruh sağlığınızı her an tehlikeye atabilir. ben henüz ulusa ayak basmış değilim.
BAHÇELİ 7. CADDE: Bayanların topuklu ayakkabılarıyla tık tık yürüyüp alışveriş yaptığı serserisi az bir mekandır. niyeyse bana hep çok soğuk gelir. yemek yemek için uygun restaurant ve kafeler bulabilirsiniz. nedenini anlayamadığım bir biçimde "Marcho Pasha"sıyla ünlüdür.
TUNALI: Ankaraya gelen her insanın uğraması gereken bir yerdir. Kuğulu parkta resim çektirmezseniz Ankaraya geldiğinize kimse inanmaz. Çorabın fiyatının 90liradan başladığı bir yerden söz ediyorum. Özel tasarım kıyafetler mi dersiniz bin liralık ayakkabılar mı hepsi mevcuttur. aman kendinizi kaybetmeyin. ben en son Tunalıya gittiğimde cebimde 15 kuruşla dönmüştüm.
      kısa Ankara turumuzun sonuna geldik. Ankara bu kadar mı demeyin bu özetin de özeti yoksa Ankara anlatılmaz yaşanır bunu çok iyi biliyorum. son bir uyarı erkeklere gelsin. geceleri kolejden uzak durun. travestisiyle ünlüdür de;)

0 yorum:

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea