28 Aralık 2012 Cuma

Yeni bir yıl

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 08:57
     "Bu senem güzel geçmedi söylemem lazım. Kader beni seçmedi ama görmemem lazım. Belki birden bire yeniden başlamam gerek, eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek..." şeklinde başlayan kendisi eski anlamı benim için yeni olan şarkıyla başlıyorum yazıma. Sanki şarkıyı yazan insan benim bu senem yani geçmek üzere olduğum senem için yazmış. Oysa yılbaşı ne kadar da güzeldi. Tavuğumuzu(hindiye gücümüz yetmemişti) bir anne şevkatiyle soslayıp fırına vermiş sonrada patlayana kadar yemiştik. Sevdiğim insanlarla beraber dünya üzerinde en sevdiğim yerlerden biri olan kızılayda girmiştim yeni yıla. İçinizden geçenleri duyabiliyorum "kızılay mı nesini seviyorsun yahu?" diyorsunuz ama benim için çok farklı bir yer orası. Kızılayın benim için nasıl göründüğünü başka bir yazımda anlatırım. Konuya dönersek hani yeni yıla nasıl girersen öyle giderdi? Yok öyle bi dünya. Kızılayda "bir kuş konsa badi parmağıma" diyerek girdim ama bırak badiyi hiç bir parmağıma kuş konmadı. Kızılayı bir ev misali benimseyen ben 10kere gidemedim. Çok eğlenerek girmiştim yılbaşına ama sene içindeki (aradaki bir kaç kaçamağı saymıyorum) eğlencem kemik kas oldu. Nörodan bahsetmiyorum bile. Vucuttaki 206 kemigin ve bir o kadar fazla olan kasların latincelerini öğrenmek kadar eğlenceli bir şey bilmiyorum ben. İşte benim senem böyle geçti. Bu sene nasıl girceğim yeni yıla? Tabiki ders çalışarak. Sayın koordinatörlüğümüz bizi "eee yılbaşında ne yapıyoruz?" gibi komite kadar zor olan bir sorudan ve devamındaki sorunlardan kurtarmak için 3 ocak 2013 tarihine güzel mi güzel nurtopu gibi bir nöroloji komitesi koymuş. Ne düşünceli bir okulum var. Gözlerim yaşardı tutmayın ağlayacağım.
      Yeni yılda insanlar için çok güzel dileklerim var:
1) ilk dileğim daha fazla yüz malum 2 tane biz insanlara yetmiyor. Şöyle altı yedi tane olsa işimiz bayağı kolaylaşacak
2) olan beyinlerimizin kaybolmasını istiyorum. Düşünmek biz insanlar için çok zor bir iş. O yüzden çoğumuzun çoğu zaman süs niyetine kullandığı beyinlerimiz arada çalışmak zorunda kalıyor. Ne gerek var zaten biz sürüyüz ve başımızda da bir çoban var.
3) tıp fakültesi dahada zorlaşsın istiyorum. Çünkü günde kendimize ayıracak 1saat kadar bir zamanımız oluyor ve bu sürede kendimizi "insan" gibi hissediyoruz. Çok tehlikeli bir durum bu saatin kesinlikle doldurulması lazım.
4) zam istiyorum ama maaşlara değil. Peynire domatese ekmeğe kıyafete yani temel ihtiyaçlara gelsin istiyorum. Nasıl olsa çok zengin bir ülkeyiz. Bize bir şey olmaz.
5) son dileğim kendim ve kader ortağı "tıpçı" arkadaşlarıma gelsin: en kötü komitemiz böyle olsun. Şaka şaka! Bu sene hipokampusumuz hiç yorulmasın, limbik sistemimiz güzel anları hatırlasın ve hiç yaşamadığımız kadar güzel zamanlarımız olsun.
     Benim ufacik tefecik dileklerim bunlar. Umarım hepsi gerçek olur. Son olarak bunu söylemezsem yazının bir anlamı kalmaz: SENEYE GÖRÜŞÜRÜZ...:)))

0 yorum:

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea