14 Ekim 2011 Cuma

Hızır Amca

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 12:13
Sayın okuyucu bir şey rica edebilir miyim?zor olmayacak. sadece bir hayal kurmanızı isteyeceğim. bir gün okulda 3 dersin var biri 8.40 9.30 arası diğeri 1.40 3.30 arası diğeri 18.00 19.00 arası. sen her bir arada çeşitli nedenlerden dolayı eve gidip geliyorsun ev de yarım saatlik mesafe. ev okul arasını su yolu yapıyorsun. en son 8 de eve geliyorsun.
        ertesi gün de bir yakınının düğünü var. o yorgunlukla belini çoktan geçmiş nerdeyse popo altına gelen uzun saçlarını ( okuyucu eğer erkeksen burda bi dur. sadece hayal et merak etme hayal edince top olmazsın) yapmaya üşeniyosun o saatte kuaföre gidiyorsun saçlarını bir güzel fönletiyorsun. eve geliyorsun. ojelerini silip yenisini sürüyorun. en son aklına bulaşık geliyor.. saat 23.00. aklında "bir an önce yatıyım yarın cihatın dersi var sabahın köründe zaten amfide yer olmuyor bu insanlar orda mı sabahlıyor?" düşünceleri eşliğinde mutfağa gidiyorsun. allah allah kilim ıslak. "ne oldu ki acaba? kesin arkadaş su döktü ben buna temiz olmayı öğretemiycem" diye düşünürken başlıyosun bulaşığa. yağlı bulaşıkları sıcak suyla yıkıyorsun ama bir yandan da "şıp şıp" diye bir ses duyuyorsun arada bir suyu kapatıp sese kulak veriyorsun "buzdolabının buzu eriyor kesin" diyor işine devam ediyorsun. bir ara ilahi bir güç tarafından aklına lavaabonun altına bakmak fikri sokuluyor. doalbı açıyorsun ve aman tanrım, oh my god! sesleri yükseliyor açamadığın ağzından. tüm o yağlı bulaşıkların suyu dolaba inmiş. tüm yağlar, poşetler ve kömürler (ne alaka demeyin bura öğrenci evi) leş gibi. vıcık vıcık. hala polyanna ruhunuzda dolaşıyor "boru gevşemiş heralde dur şunu bi sıkayım" diyorsunuz ve o an polyanna mefta! boru elinizde kalıyor. ve tüm o iğrenç, pis leş su mutfağa doluyor. napardınız? diye sorup bu iğrenç hayalin ya da kabusun burda bittiğini söylemeyi çok isterdim ama malesef.
         Gidiyosunuz banyoya çamaşır suyuyla mutfaktaki randevunuza hazırlanmak için. bu sırada banyodaki kaloriferin kapalı olduğunu fark ediyorsunuz sanki o sıra çok normal bir zamanmış gibi var gücünüzle uğraşıp kalorifer peteğini açıyorsunuz. sonra çamaşırsulu suyu ve bezi kapıp iniyorsunuz mutfağa. 10 kere sildikten sonra biraz aklanıyor sanki. kovanızı alıp banyoya gidiyorsunuz ve banyonun yeri hafif ıslak aldırmıyorsuz. mutfağı su basmış banyo az ıslak ne olur ki? yorgunluktan bitap bir şekilde alinizi eyağınızı bir güzel yıkayıp ( kuaföre o kadar para verdikten sonra banyo yapacşak haliniz yok. kafanızda sabahın köründe tamirciyi arama fikirleriyle uyuyorsunuz.
           Sabah kalkıyorsunuz ve yüzünüzü yıkamak için banyoya gidiyorsunuz ve acı gerçek suratınıza bir şamar bir sille misali vuruyor. veeee daratatam... banyoda göl olmuş. bu durumda ne yapardınız? hayır yine bitmedi devam ediyorum. mecbur okula gidilecek. hazırlanıyorsunuz gidiyorsunuz gözünüzden uyku damlıyor. yattığınızda saat kaçtı bilmiyorsunuz bile. amfide zar zor bir köşe buluyorsunuz. gözlerinizle yaptığınız mücadeleyi kazanmış olsanızda sinsi uyku gözünüz açık alıyor sizi bir bakıyorsunuz ilk dersin sonu. ne öğrendin? "hiç" bir hışımla tamirciyi arıyorsunuz. zar zor yalvar yakar saat 11 e gelmesi için söz alıyorsunuz. 2 ders boşluğunuz var. o arada eve gidip bu işi halletmeyi planlıyorsunuz.
         dersten çıkıp koştur koştur. eve gidiyorsunuz. adam 11 de gelecek ya. saat 11.30 adamdan çıt yok arıyorsunuz adamı ve şok edici cevap :" işim var gelemeyeceğim" sanki ben onu yemeğe çağırdım. işte burda tıkanıyorsunuz. şimdi ne olacak? tamam bitti hayal şimdi gerçeğe dönelim. sizi bilmem ama benim bir tane hızır amcam var. o yetişti imdadıma. 10 dakika içinde tamirci geldi halletti ve gitti. bence siz de bu hayalin gerçek olması olasılığına karşılık bulun bir hızır amca. her eve lazım. mutlu günler :)

0 yorum:

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea