12 Aralık 2013 Perşembe

Biri Beni Kurtarsın!!!

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 17:52
       Yok bu hayat olmadı başa sarsak? Size bunları donmuş bir burun, üşümekten acıyan ayaklarım ve hissetmediğim parmaklarımla yazıyorum. Kuzey kutbundan gelmedim. Okuldan döndüm sadece. Ayı postu da giysen Ankara'nın ayazında donmaktan kurtulamazsın ayrıca. Ben vazgeçtim artık. Sabah aydınlanırken çıktığım sıcak yuvama hava karardıktan sonra dönüyorum. Daha doğrusu artık dönebileceğimden emin değilim. Ya donarak öleceğim, ya da dalgınlıktan her gün kıl payı atlattığım arabalardan birinin altında kalacağım. Kendim öleceğim bir şey değil insanları da katil edeceğim. Bugün en son betona battım ya. Kafam ne derece uçmuşsa artık gittim betonun içine daldım. Hayır tuhaf olan betona batmam değil fark etmeyip yürümeye devam etmem. Keşke donup kalsaydım da tıp öğrencisinin ibretlik hali diye efsane olsaydım.
         Şimdiye kadar tıp seçeyim mi diye bana soran insanlara hep hem iyi hem kötü yönlerini anlattım. Zor ama yapılır dedim. İyidir dedim. Bugün son kararımı açıklıyorum: Tıp öldürmez, süründürür. Git kendini boğaz köprüsünden at anınla şanınla öl git kardeşim. Ya da tıp seç, bugüne kadar aldığın tüm beddualar bir anda gerçek olsun. Hem de sen kazandığın için göbek atarken.
        Tamam çok iyi bir insan değilim. Kin tutarım, intikamım için emin adımlarla ilerlerim ama yok bu kadarını hak etmiyorum. Yaşıtlarım bu sene mezun olurken ben sabahın köründe uyanıp -10 derecede okula gidip 7-8 saat ders dinleyip, akşam eve gelip onları çalışıp bir de "anlatmadığım yerden de sorarım haaa!" diye tehditler savuran sayın hocalarımın ağızlarından çıkan her kelimeyi ezberlemek zorundayım. Ben de insanım benim de canım var demiyorum artık. Çıksın benim canım. Tıp yazarken hiç düşünmeyen kafam kırılsın. Ayrıca beni tıp yazmaya teşvik eden sayın genel cerrahi uzmanı babacığım da beni hiç sevmiyormuş. Yani bir insan çocuğunu böyle bir işkencenin içine sürükler mi?
        Hadi bir şekilde düşe kalka bitse okul. Keşke her şey bu kadar olsa. Bu aralar herkesi bir dershane telaşı almış. Şimdiye kadar ücretsiz gittiğimiz bütün dershaneler öc alıyor sanki. 8,5 bin liranın altına imza attım ben. Bitmek bilmeyen dersler, sınavlar, ölümcül komiteler, 36 saatlik nöbetler, Tus, yds... Ne için? İnsanları mı kurtaracağım? Peki beni kim kurtaracak? Genç yaşımda bittim ben! Ben ölmeyeyim kimler ölsün a dostlar! (ne iğrenç şarkısın sen ya)
          Şimdi diyorsunuz ki "Ne atarlandın! Madem öyle bırak.." Artık mahalle baskısını da aile beklentisini de geçtim. Hayatımın baharında yaktığım üç, hazırlıkla beraber dört yılıma yanarım. Bari gittiler bir işe yarasın. Ama siz gençler henüz kendini yakmamış olanlar ya da tıp içinde bir ukte olarak kalmış olanlar. Ben çektim siz çekmeyin. Yaşarken ölmeyin. Ve beni sevmeyen, tıp kazanınca fesatlığından kuduran tüm insanlar... Aslında ben değil siz kazanmışsınız, sevinin izin verdim.
         Ne diyordum? Bu hayat olmadı. Ben başka istiyorum. 2 gün sonra doğum günüm.  6 gün sonra bir endokrin komitem olduğu için ne doğum günü kutlayabileceğim ne de parti verebileceğim. Ben isyan etmeyeyim de kimler etsin yahu! Neyse konuya dönersek bu sene tek bir dileğim var: Biri beni kurtarsıııııınnnnnnnnnn! Yada sayın ilahi güçler biz bu hayatı bitirip baştan başlatalım olmaz mı? Çok bir şey istemiyorum insan gibi yaşasam yeter. Benim ayın 20sindeki komiteme kadar sahip olamayacağım mutlu günler sizlerin olsun. Ben gidip çalışma masamda ağlarken çalışayım bari.
       

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Her seyin en başina dönseniz yine tıp mı seçerdin? Yoksa başka bölüm mü?

Hazan Çıtlak dedi ki...

Bu soruyu ben de kendime sık sık soruyorum. Vardığım sonuç ise evet. Tıp seçerdim. Çünkü başka mesleklere uygun olduğumu düşünmüyorum. Ancak burada büyük bir ama var. Ama Hacettepe'ye gelmezdim. Başka bir tıp fakültesi tercih ederdim.

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea