25 Eylül 2011 Pazar

Boş!

Gönderen Hazan Çıtlak zaman: 21:12
               selam millet. sıkıcı bi gün geçiriyorum o yüzden oturdum pcnin başına. yazmak gibi bi düşüncem yoktu  ama baktım yapacak bişe yok iki kelime yazıyım dedim. dolayısıyla konuda yok kafamda eğer çok merakla başladıysanız okumaya zaten tek tük olan okuyucularımı da kaybetmek istemem siz sonraki yazıyı bekleyin. ama yok benimde canım sıkılıyo artı yapacak işimde yok diyorsanız buyrun okumaya.
               okulun açılmasına da çok az kaldı. biliyorum çoğunuzunki açıldı. şuan taş taşıma gözünüze daha mantıklı geliyor. benim 6 yıllık tıp fakültesi hayatım daha başlamadan bende aynı durumdayım hiç merak etmeyin. hiç bi heycan yok içimde. okul başlayacakmış da altı yıl geçermiş de miş miş. benim derdim öğrencilikle değilki ömrümün sonuna kadar öğrenci olabilirim ama en fazla 5 dakka kavga edemeden durduğum kardeşimin de dediği gibi dersler olmasa... ya hiç hazırlığı yaz okulunda geçmiş birinin eline 2 koca cilt anatomi atlası verilir mi? sevgili kuzenim bu sene mezun oldu ve kitaplarını ben tatildeyken verdi bana. o zaman bi mutlu oldum anlatamam. eve geldim ertesi gün açtım atlası. hay elime playsitationda pes oynamaktan kramp girseydi de açmasaydım. ya kitap büyülü müydü neydi anlamadım. sömürdü tüm isteğimi 2 dakika içinde. açtım ve kapadım. o gün bu gündür elime almıyorum. tam onun etkilerini üstümden yeni yeni atmaya başlamıştım ki bugün babacığımın 83 model antika değerindeki gıcır gıcır(!) anatomi kitapları geçti elime ( nerden geçiyo demeyin ankarada onalara para vereceğime daha güzel işlerde kullanabilirim bu parayı) ve içinde ders notları. aman tanrım. o andan itibaren yüzüme küçük emrah bakışı oturdu. ben kaşlarımın o acı dolu ifadeyi verebildiğini bilmiyodum meğer verebiliyomuş.
               3 gün sonra yolcuyum. bugün ev keyfi yapıyım dedim. televizyon kanalları hakkındaki düşüncelerimi önceki yazılarımı okuyanlar bilir. e bende doğalıyla bilgisayara yöneldim. biraz facede takıldım. bi iki sohbet. sonra kotalı internetimizde kaçak olarak doctor who nun dün yayınlanan bölümünü izledim. sonrada üye olduğum bi iki alışveriş sitesi var. onlarda biraz bakınıyım dedim. sinirlerim alt üst oldu ya. bizim ülkemizde kim fakir çok merak ediyorum. 500 liralık ayakkabılar (ki çoğu 1000 liradan düşmüş bu fiyata) kapış kapış gidiyor. manyak mı bunu alan insanlar hakkaten meraklar içindeyim. altı üstü ayakkabı bu. ayağına giycen ama eğer ben o kadar para verip o ayakkabıları alsaydım kafama geçiridim heralde.
                 bu gün bi fasıl da aylık iletişim vergisimidir nedir işte o zımbırtıya sövdüm. aylık 1.1 lira kesilir mi ya bari öğrencilerden indirimli kessinler. hattımın biri -8 lirada. kaç liraya kadar gidecek bende çok merak ediyorum ne olcak şimdi bu vergiyi ödemezsem? vergi kaçakcısımıyım şimdi ben?
               aklıma geldi. geçen gün bi arkadaşımla (kendisine sevgiler veee 'he he korkutamadın beni') sinamaya gittik. korku filmleriyle pek aram yoktur. ama biri gidelim dersede itiraz etmem pek. 'karadedeler olayı' diye bi film... adamlar bi kapak yapmış gören sanır ki filmi izleyen 10 gün uyuyamıyor. arkadaş korkma hevesim kursağımda kaldı. beni geçtim arkadaşım beni korkutamadı onun hevesi daha çok kursağında kaldı. aman siz siz olun bilmediğiniz bi filme çok umut bağlayıp izlemeyin..
              işte böyle bayanlar baylar ve arada kalanlar. biliyorum boş bi yazıydı. ana fikri de yok konusu da. ilk okulda sorarlar dı ya bu parçanın ana fikri ne diye eğer yazı bu olsaydı öğrenciler çok sevinirdi heralde. ama ben sizi b aşta uyarmıştım şimdi hiç boşuna okuduk zamanımızı çaldın diye sızlanmayın. hergün yukardakiler sizden öyle şeyler çalıyoki ben 3 5 dakkanızı almışım lafı mı olur? mutlu günler...

               
             

0 yorum:

 

Bir Garip Doktor Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea