selam gençler, yine uzun zamandır kayıplardayım özlendim biliyorum. malesef çok ağır bir komite geçiriyorum. hayatımda ilk defa biyofizik ve mikrobiyoloji dersi aldım. öğrendiğim bir şey varsa o da mikrobiyolojinin psikolojik destek verilmeden öğretilmemesi gerektiğidir. hasta oldum. ha bire el yıkıyorum. bu bozuk gözlerim mikroskop oldu sanki ellerimdeki staphilokokus epidermitisleri görür oldum. sanırım yardıma ihtiyacım var.
biyofizik hakkında bi yorum yapamayacağım çünkü bi nane anlamadım. sadece örnek problemleri ezberledim bir de formülleri. yalnız şöyle bir problemim var ki formülleri ezberledim ama ne işe yaradıkları konusunda bir fikrim yok. yani hangi soruda hangisi kullanılır, hangi harf neyi simgeliyor en ufak fikrim yok. ama tabi ki güvendiğim bir şey var. hemen anlatıyım
son 2 senedir ygs ve lys ye girenler beni çok iyi anlayacaktır. hani dershanede veya okulda bir grup insan vardır. şu haremlik selamlık dershanelere giderler, genelde özel okulda okurlar kendi çevrelerinden başka kimseyle takılmazlar. (yanlış anlaşılma olmasın genelleme yapmıyorum o okul ve dershanelerden birine 2 sene gittim ben de) bu kişilerin denemelerdeki durumları da hiç iç açıcı değildir. ama ne hikmetse sınava bir girerler hani Allah "yürü ya kulum" der ya bunlarda öyle... hayatlarında almadıkları puan gelir sınavda. ben bunun nedenini uzunca bir süre merak ettim. beni tanıyan bilir çok iyimser hiç kötü düşüncesi olmayan polyanna nın ruh eşi kıvamında bir kızım. hani bir dizide oynuyor olsam şu hiç bir günahı olmayan, kanatları olsa uçacak başrollerden biri olurdum (kendimi çok mu övdüm ne?) yani ben böyle bir insan olunca aklıma da kopyaymış şifreymiş hiç gelmedi tabi. ama haklı da çıktım. şifre verildi diyenler kendinizden utanmalısınız. gerçeği açıklıyorum: ak sakallı dedeler... evet ak sakkalllı dede konseyi bir karaar almış ve bu ermiş insanların rüyalarına girerek cevapları veriyormuş. geçen bir ak sakkalıyla görüştüm. bu sırrı okuyucularım hariç kimseye söylemeyeceğim konusunda söz verdim. karşılık olarak da cevapları rüyamda alacağım. sıkı bir pazarlık olduğunu itiraf etmeliyim size anlatmak konusunda çok ısrarcı davrandım. ne kadar iyi bir yazarım yahu!

yanda gördüğünüz resim benim çalışma masam. pardon "artık notlarımın sığmadığı çalışma masam" bu aksakkalı olayına girmeden önce bunların hepsini ezberlemeye çalışıyordum. şimdi bıraktım tabi gün boyu televizyon, internet gel keyfim gel. müge anlıyı bile izliyorum. hele moda programları hiç kaçırmam. eski diziler kuşağında çemberimde gül oya, akşamları da artık hangi dizi hangi film olur bilmem. anlayacağınız keyfim iyi. demin haberlerde gördüm bizim üniversitenin doku nakli komisyonuna dava açılmış. bu bile bozamaz keyfimi. hatta hemşireler de doktor oluyormuş. olsunlar tabi ya. hatta öğretmenler savcılar hakimler, bizim bakkal hacı amca, manav mustafa abi de olsun ya. kimse mahrum kalmasın. bende mezun olunca artık bi tabela alırım üstüne "seyyar ameliyat yapılır" yazarım öyle dolanırım. ne olacak sanki. nasıl olsa bende ders çalışmıyorum. önceden olsa isyan ederdim ben o kadar çalışıyorum niye herkes doktor olacak derdim. şimdi içim rahat. artık hasta ölümünde bir patlama yaşanır mı, ameliyatlardan kaç insan sağlam çıkar benim problemim değil nasıl olsa. burası Türkiye her yapılana eyvallah demeliyiz. çünkü biz düşünemeyiz ne de olsa birileri bizim yerimize hep düşünüyor zaten boşversenize beyin bedava. mutlu günler..